Küresel ölçekte, dijital reklamcılık ve yayıncılık kapsamında kullanıcılar artık kişisel verilerinin kimler tarafından ne amaçla kullanıldığı biliyor, hatta kontrol ediyor. Dolayısıyla bu konuda hem regülasyonlar hem de teknoloji sağlayıcılar tarafındaki gelişmelerden ötürü 2022 itibarıyla cookieler hayatımızdan çıkacak.
Bu konuyu ele almak üzere IAB TR, 10 Haziran Çarşamba günü gerçekleştirilen Webrazzi Dijital 2020 Etkinliği’nde “Post Cookie Era” paneliyle yer aldı. Panelinin konukları Atakan Demirci (IAB TR Yönetim Kurulu Üyesi, OMD Türkiye Head of Digital), Erhan Acar (IAB TR Yönetim Kurulu Üyesi, Sözcü CDO & CIO) ve Sinem Sandıkçı Gökçen (IAB TR Yönetim Kurulu Üyesi, L’Oréal Türkiye CDO) idi.
Moderatörlüğünü Atakan Demirci’nin gerçekleştirdiği ve cookie-less dünyaya hazırlık için yapılması gerekenlerin ajans, yayıncı ve reklamveren perspektifiyle değerlendirildiği panelden satır başları şöyle:
Konuşmasına “Kullanıcıların verilerini ancak açık rıza ve izin verdikleri kapsamsa dijital reklamcılık ve yayıncılık alanlarında ID bazlı çözümlerle kullanabileceğiz. Keşke sektör olarak cookie’leri şeytanlaştırmasaydık!” diyerek başlayan Atakan Demirci, pazarlamacılar ve ajanslar için ilk etapta ‘yeniden hedefleme, medya israfı ve ölçümleme’ konularında sıkıntılar yaşanacak olsa da alternatif çözümlerin masada olacağını, first parti verilerin (ID bazlı) ve içerik platformlarının daha önemli hale geleceğini, bununla birlikte contex bazlı hedeflemelerin tekrar önem kazanacağını vurguladı.
“Şimdi değişim zamanı” diyen Sinem Sandıkçı Gökçen sözlerine “Dijital dönüşümünde yeni bir devir başlıyor, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Hepimiz etkileneceğiz ve hep beraber yeni çağı inşa etmeliyiz. Bu değişimi tüketici istedi ve oyunun kurallarını tüketici değiştirdi. Reklamveren ve ajanslar olarak bize düşen oyunun yeni kurallarına uyum sağlamak.” şeklinde devam etti. Cookie-less dünyaya hazırlık için yapılması gerekenleri “First parti datayı güçlendirmek (elimizdeki datayı temizlemek ve derinleştirmek / data mimarisi kurmak ve data ile ilgili teknoloji / insana yatırım yapmak), sahip olduğumuz site trafiklerini arttırmak, offline datayı online’a çevirmek, şirket içi diğer dataları pazarlama için kullanabilmek ve değer katan dijital servisler ile tüketicinin gönüllü olarak data vermesini sağlamak” olarak sıralayan Gökçen, içeriğin her zamankinden daha önemli olduğunu; Hayatımıza contextual (bağamsal) hedefleme, walled gardens, clean rooms, CDP (consumer data platformları), yapay zeka ve makine öğrenimi ile prediktif modelleme gibi yeni hedefleme tekniklerinin gireceğini; Ekosistem olarak yeni döneme hızlıca hazırlanmak gerektiğini belirtti.
Erhan Acar ise konuyu yayıncı perspektifiyle ele alarak, düşüncelerini “Kullanıcıların masaya yumruğunu vurduğu dönemlere giriyoruz. Cookie’siz dünya daha farklı ve zorlu olacak. Veri odaklı tüm modeler tekrar masaya yatırılacak. First parti cookie’lerin sonlanacak olması içerik stratejileri kapsamında ‘kişiselleştirme’ problemleri yaratabilecekken, third parti cookie’ler olmadan reklam gelir kayıpları da yaşanabileceği şimdiden araştırmalarla kanıtlanmış durumda.
Yayıncılar da bu yeni dönemde cookie’den kopup, merkeze kullanıcılarını koyarak açık ve şeffaf biçimde izinlerini alarak ID bazlı çözümlere yönelecekler. Subscription bazlı içerik stratejileri de yükselişe geçebilir. Türkiye’de lokal yayıncıların şimdiden IAB Europe ‘Transparency & Consent Framework’ çalışmasına dahil olmalarını tavsiye ederiz.” şeklinde ifade etti.
Panelde ayrıca, küresel bir çözüm olarak tüm bu problemlerin üstesinden gelmek için IAB Tech Lab tarafından Project Rearc’in lanse edildiği, böylece merkeze kullanıcı gizliliği konularak ilk defa çok geniş paydaşlı her ülkenin katkı sağlayabileceği bir girişimin hayata geçirildiği bilgisi verildi.